MAYISHAZIRAN2024 Zekeriya Şimşek
Özgür Özel’e Açık Mektup
Özgür Özel’e Açık Mektup 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde AKP’den CHP’ye geçen belediyelerde yeni başkanlar önceki başkanların “kirli yönetimlerinin” sonuçlarını yerel ve ulusal iletişim kanalları üzerinden ahaliye duyurdular… Bir de duyurulmayanlar var sanki! Konak’ın yeni Belediye Başkanı, Önceki Başkan’ın “tam takır kuru bakır” bir belediye bıraktığını dile getirse de pek detay vermedi. CHP’den CHP’ye devir İzmir ilçe belediyelerinde de tablonun Konak’ı aratmadığı söylentileri yoğun. Ama yeni başkanlar suspus. Yaşadığımız şehir, fiziksel sınırlarının ötesinde sakinlerinin sosyo-kültürel verimleriyle var olan canlı bir organizmadır. Meydanlar, bulvarlar, muhitler, yapılar şehirde yaşayanlarla anlam kazanır ve bütünleşir. İnsan ile doğa arasında kurulan ilişki; şehirlerde, coğrafyayı bir nevi kültürel topoğrafya haline dönüştürür. Uzun zamana yayılan imar faaliyetleriyle şekillenen şehirlerde yapma, yıkma, yenileme, ekleme gibi eylemler sonucu şehirsel morfoloji değişir. Şehre dair her bir mekân, sakinlerinin izlerini taşıyarak ânı eşzamanlı olarak dönüştürür. “Buralıyım” demekle buralı/o şehirli olunmuyor! Şehre dair sahip olduklarımız kolektif bir çıktıdır çünkü. Şehrin yapıları sadece hiyerarşileri maddileştirmez, insan emeğini ve hünerini anıtlaştırır, işlevinin ötesine taşır, dünya kültürüne, uygarlığın oluşumuna katkı yapar. Bir “şehirle bütünleşmek” onu düşünmekten öte yaşanmışlıktan geçer. Bu perspektifi/bakışı edinebilmek için mimarlık/felsefe/edebiyat/sanat/gelenek vb. çok katmanlı bir bileşime gereksinim vardır. Italo Calvino, “Görünmez Kentler”de imgesel şehirleri -bir yanıyla kurmaca gibi olsa da- belirli “mekân düzenlemeleri” içinde anlatır. İnşaat yapmakla sevinç sarhoşu olan ahalimiz, şehirlerin altyapıları odağında sınıfta kalmıştır, istisnasız! “Kaldırım müteahhitliği” şehirciliğidir bizdeki! Kentsel dönüşüm ise çarpık yapılaşmanın zirvesidir. Yatay mimarı masalı ısıtılır, unutulur… Yandaşlar rant ister, başkan seçim masrafını çıkarmak ister! Sonuç; kaldırım müteahhitliği şehirciliği enkaz belediyeciliği ile kol kola ilerler… Bugünkü yerel yönetimler partisi fark etmeksizin budur! Ne yazık ki yerel yöneticilerimiz biz sakinlerinde onlara çanak tutmamızla insan-çevre ilişkisini tarumar ettiler. İzmir neyi kaybederse, kimliğini de kaybeder? Sorusu cevabını bulmuştur: “İçinde barındırdığı dobralığın/gavurluğun büyüsünü.” Yoksa: Bu kent öldürüldü diyorlar bahar gelmez artık buraya. (Ahmet Telli, Su Çürüdü) Sayın Özgür Özel, oturduğunuz koltuğun hakkını vermek, emanetçi etiketinden kurtulmak, gerçek bir lider olmak için önünüzde/elinizde tarihî bir fırsat var; çuvaldızı kendinize batırın! Ve Konak önceki belediye başkanı için suç duyurusu yapın, gereğini yapın! Lütfen ama lütfen AKP’leşmeyin!